Bilinmeyen Ayrılık

                  Kimsenin okumadığı ya da okumayacağı yeni bir blog yazıma hoş geldin. Bu gün neredeyse bir yıl olacak olan ayrılıktan bahsedeceğiz. Bazen aklıma geldikçe düşünüyorum sonra daha da derinleşiyor. Birine anlatmak istiyorsun, anlatıyorsun da ama cevabı o da bilmiyor. Çünkü öğrenmek istemiyor. Bir arkadaşlık düşünün ne çok yakın ne de çok uzak arada bir şey, normal arkadaşlık gibi bir şey. Ama kimse ne olduğunu anlamadan bir sorunla karşılaşıyorlar. Bu arkadaşlar aslında aynı yerde, aynı binada oturuyorlar. Evleri de karşı karşıya. Biri kız diğeri erkek. Aslında sorun da burada başlıyor. İkisi farklı cinsiyetlerde. Arkadaş olamıyorlar başkalarının gözünde.. Ya sevgili olacaklar ilişkinin bir adı olacak ya da öz kardeş olmaları gerekiyor. Neyse bu iki arkadaş en başta çıkan dedikoduya sinir ve tepkiyle yaklaştılar. Erkek karşı çıkalım geçelim ailelerimizin karşılarına böyle bir şey yok biz kardeş gibiyiz zaten diyelim diye ama kız istemiyor. Kız zamanın geçmesinden yana ama erkek biliyor ki eğer zamanı beklerlerse iş daha kötü olacak. Neyse aradan uzun bir süre geçiyor (3 ay) bu  iki arkadaş normalde dışarı çıkıp gezebiliyorken, buluşabiliyorken artık onları yapamaz hale gelmişlerdi. Bir oyun düşünün oyunda bir kişi ile samimi bir sanal dostluk kuruyorsunuz. Ve her buluşmanız sadece oyun ortamında oluyor. Sesini duymuyor nasıl birisi olduğunu görmüyorsunuz işte bunların arkadaşlığı da aynı öyle olmuştu. Aslında erkeği dinleyip birlikte kendilerini açıklasalardı, belki de iş başka bir şekilde ilerleyecekti. Erkek üniversiteye başladı kız kazanamadı istediği yeri. Erkek her üniversite sınavına girdiğinde arada bir aylık boşluğu oluyordu. Ama her sınavı bittiğinde derin mi derin bir kuyunun içine düşüp boğulmayı bekliyordu. Aslında erkek arkadaşlığının biteceğinin farkına varmıştı. Ama ondan başka derdini anlatabilecek bir arkadaşı da yoktu. Günler geçti, vakitler tükendi, artık zamanı gelmişti ayrılığın ama erkek kuru bir ayrılık istemiyordu. Ama elinden gelen bir şey de yoktu. Çünkü tek arkadaşı oydu.   

       Erkeğin elinden gelen bir şey yoktu artık yalnızlığa alışması gerekiyordu ne hızlı ne de çok yavaş.. Bu iki arkadaşın ayrılığı uzay boşluğundaki sessizliğe benzeyen bir ayrılıkla ayrılma kararı almışlardı sanki. Günler geçti, haftalar tükendi, aylar bitti. Ne erkek mesaj yazmaya niyetleniyor ne de kız. Hallerinden o kadar memnunlar ki sanki aslında hiç arkadaş olmamayı seçmişler gibilerdi. Kızdan ses alamayan erkek artık kızın yolunu gözlemeyi de kesmişti. Önüne bakmaya başlamıştı erkek. Bir çok kız ile arkadaş olmuştu. Kimisin derdini çözmeye çalışırken kimisiyle de arkadaş olmaya çalışıyordu. Erkek kendine bir söz vermişti, eğitim hayatı bitene kadar aşık olmayacaktı. Şimdilik iyi gidiyor gibi gözüküyor. Umalımda aşık felan olmasın yoksa üniversitenin hali ne olur.. İyi günler dilerim sayın okuyucu..


Not: Benimle iletişime geçmek için "mkzlpnar@gmail.com" adresinden ulaşabilirsiniz.

Music: Ernesto Cortazar - The Wildmills of My Mind

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İki Yabancı

son..

Yeni Hayat